top of page

MENFİ TESPİT DAVASI NEDİR?

Menfi Tespit Davası Nedir?


İcra ve İflas Kanunu (İİK) md.72 uyarınca, kişinin borçlu olup olmadığının tespitinin sağlanması amacıyla açılan bu davaya menfi tespit davası denir. Menfi tespit davasında amaç, borçlu olunmadığının mahkeme kararı ile ortaya konmasıdır.



Menfi tespit davasını kim açabilir? Ne zaman açabilir?


Menfi tespit davası, borçlu tarafından açılan bir davadır. Bu davada borçlu, davacı sıfatıyla; alacaklı da davalı sıfatıyla yer almaktadır.


Kişinin, bu davayı açabilmek için hakkında muhakkak icra takibi başlatılmış olması gerekmemektedir. Ancak kişinin bu davayı açmasında hukuken korunması gereken bir yararının bulunması gerekir. Mahkeme bunu re'sen göz önünde bulunduracaktır.


Borçlu, İİK md. 72 uyarınca açacağı menfi tespit davasını, hakkında icra takibin başlatılmadan önce açabileceği gibi icra takibi başlatıldıktan sonra da açabilir.



Borçlunun menfi tespit davası açamayacağı haller?


Borçlunun, hakkında başlatılmış olan takibe itiraz etmesi halinde ayrıca menfi tespit davası açamayacaktır. Nitekim bu durumda borçlunun menfi tespit davası açmaktan yana hukuki yararı bulunmamaktadır.


Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış ise aynı borç için borçlu menfi tespit davası açamayacaktır. Nitekim itirazın iptali davasında da mahkeme tarafından incelenecek olan husus borçlunun borçlu olup olmadığıdır.


Borçlu, borcunu ödedikten sonra da menfi tespit davası açamaz. Bu durumda borçlunun açabileceği dava, ödemiş olduğu paranın geri verilmesini isteme amacı taşıyan istirdat davasıdır (İİK md.72/5)



Menfi tespit davasında yetkili ve görevli mahkeme:


Menfi tespit davasına bakmakla görevli olan mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) md.2 gereğince kural olarak asliye hukuk mahkemesidir.


Yetkili mahkeme ise İİK md.72/8 hükmünde belirtilmiştir. Bu hükme göre; Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Görüldüğü üzere menfi tespit davalarında kesin yetkili mahkeme bulunmamaktadır.



Menfi tespit davası açılması, icra takibini durdurur mu?


Menfi tespit davasının açılmış olması, borçlu hakkında icra takibi başlatılmasına engel olmayacağı gibi, başlatılmış veya başlatılacak olan icra takibinin de durmasını sağlamaz.


İcra takibi başlatılmadan önce açılan menfi tespit davalarında, borçlu, kendisi hakkında başlatılan icra takibinin durmasını ancak alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden isteyebilir. Mahkeme ihtiyati tedbir kararı ile icra takibinin durmasına karar verebilir (İİK md.72/2).


İcra takibi başlatıldıktan sonra açılan menfi tespit davalarında ise menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez (İİK md.72/3). Borçlu ancak gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir (İİK md.72/3). Mahkemenin vereceği ihtiyati tedbir kararı, icra takibi başlatılmasına engel olmaz.


Borçlu, menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış ve borç da alacaklıya ödenmiş olursa, mahkeme açılmış olan bu davaya istirdat davası olarak devam edecektir (İİK md.72/6)


HMK md.209/1'da "Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz." emredici hükmüne yer verilmiştir. Buna göre eğer menfi tespit davası, adi senetteki imza yahut yazının inkarına dayalı olarak açılmışsa senet hakkında başlatılmış olan icra takip işlemleri ayrı bir ihtiyati tedbir kararına gerek olmaksızın duracaktır.



Menfi tespit davalarında mahkeme tazminata hükmedilebilir mi?


Davanın kabulü halinde, davacının borçlu olmadığı belirlenmiş olacaktır. Bu durumda takip derhal duracaktır. Alacaklının, borçlu hakkında başlatmış olduğu icra takibinin mahkeme tarafından haksız ve kötü niyetli olduğuna karar verilirse, borçlunun talebi üzerine davalı-alacaklı aleyhine alacak miktarının %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilir (İİK md.72/5). Alacaklının icra takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğu davacı tarafından ispatlanmalıdır.


Davanın reddi halinde ise, davacının borçlu olduğu mahkeme tarafından tespit edilmiş olacaktır. Bu durumda ise daha önce mahkeme tarafından verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı varsa kalkacaktır. Alacaklının, alacağını geç almış olması sebebiyle uğramış olduğu zarar hakkında borçlu-davacı aleyhine alacak miktarının %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilecektir (İİK md.72/4). Eğer dava sırasında, ihtiyati tedbir kararı ile takibin durdurulmasına karar verilmemiş ise davalı-alacaklı lehine tazminata hükmolunmaz.


Cebri icra tehdidi altında borçlu olunmayan bir paranın ödenmesi halinde dava açılabilir mi?


Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan kişi ödediği bu parayı geri alabilmek için dava alacaklıya karşı dava açabilir (İİK md.72/7). Bu davaya istirdat davası denir.


Borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığında, icra takibi başlatılmış olsa dahi henüz ortada ödenmiş olan bir borç bulunmamakta ve borçlu olunmadığı bu dava yoluyla ispatlanmaya çalışılmaktadır. İstirdat davasında ise dava konusu, aslında borçlu olunmayan fakat cebri icra tehdidi sebebiyle ödenmiş olunan paranın geri alınmasıdır. (Paranın haczedilen malların satışı veya direkt borçlu tarafından ödenmiş olması herhangi bir fark oluşturmaz.)



İstirdat davası açabilmenin şartları nelerdir?


İİK md.72/7'ye göre istirdat davası açılabilmesi için gereken şartlar şunlardır:

1) Borçlu olunmayan bir para, cebri icra tehdidi altında ödenmiş olmalıdır.

2) Dava, paranın icra dairesine ödenmesi tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açılmış olmalıdır.



İstirdat davasında görevli ve yetkili mahkeme:


İstirdat davasına bakmakla görevli olan mahkeme, HMK md.2 gereğince kural olarak asliye hukuk mahkemesidir.


Yetkili mahkeme ise İİK md.72/8 hükmünde belirtilmiştir. Bu hükme göre; Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Görüldüğü üzere menfi tespit davalarında kesin yetkili mahkeme bulunmamaktadır.



İstirdat davasında davacının ispat etmek zorunda olduğu husus:


İstirdat davasında, davacı sıfatıyla yer alan kişi aslında borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehdidi altında ödediğini iddia eden kişidir. Davalı ise, söz konusu parayı alan kişidir.


İİK md.72/8/c.2 hükmüne göre, davacı, açacağı istirdat davasında yalnızca bu paranın verilmemesi gerektiğini ispat etmek zorundadır.



İstirdat davasının sonucu:


İstirdat davası kabul edilirse, davacının daha önceden icra tehdidi altında ödemiş olduğu paranın harç ve giderleriyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilir. Bu dava neticesinde tazminata hükmedilmez.

bottom of page