Tutuklama nedir?
Tutuklama, hakkında suç işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunan kişilerin hâkim veya mahkeme kararı ile hürriyetinin sınırlandırılmadır. Tutuklama, kişi hakkında verilen hapis cezasında farklıdır. Tutuklama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) bir koruma tedbiri olarak düzenlenmiştir.
Tutuklama, kişi özgürlüğüne hakkında uygulanabilecek en ağır koruma tedbiri olması sebebiyle Anayasa md.19'da ve Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md.5'de düzenlenmiştir. Tutuklama hakkındaki hukuki düzenlemeler CMK md.100-108 arasında yer almaktadır.
Tutuklama ile gözaltı arasındaki fark nedir? Kişinin tutuklanması ile gözaltına alınması aynı şey midir?
Gözaltı da tıpkı tutuklama gibi CMK'da düzenlenmiş olan bir koruma tedbiridir. Ancak gözaltı ile tutuklama koruma tedbirleri birbirlerinden farklı müesseselerdir. Gözaltı müessesinde kişi hakkında karar veren savcı iken, tutuklamaya ise ancak hakim karar verebilir. Tutuklama halinde tutuklanan kişi tutukevine konulur. Gözaltında ise kişi nezarethaneye konulur. Kişinin gözaltında tutulabileceği süre kural olarak en fazla yirmi dört saat iken, kişinin tutuklu olarak kalabileceği en fazla süreler gözaltına göre çok daha uzundur.
Tutuklamaya kim karar verir?
Kişi hakkında tutuklamaya, soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından; kovuşturma evresinde ise cumhuriyet savcısının talebi üzerine veya re'sen mahkeme tarafından karar verilebilir (CMK md.101/1)
Kolluk kuvvetlerinin (polis, jandarma) ve cumhuriyet savcısının kişinin tutuklanmasına karar verme gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.
Kişi hakkında tutuklamaya karar verilebilmesinin koşulları nelerdir?
CMK md.100'e göre kişi hakkında tutuklamaya karar verilebilmesi için bazı koşulların bulunması gerekmektedir.
Buna göre tutuklama kararı verilebilmesi için kişi hakkında;
1) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması
ve
2) tutuklama nedenin bulunması gerekmektedir.
Tutuklama nedenleri nelerdir?
CMK md.100/2'ye göre tutuklama nedenleri şunlardır:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların olması
b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme yönünde kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma yönünde kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.
Ayrıca kişi hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiriyle ölçülü olması ve tutuklama yasağının bulunmaması gerekir (CMK md.100/1).
CMK md.100/3'de sayılan suçların işlendiği yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunmaktaysa, kişi hakkında ayrıca tutuklama nedeninin olup olmadığına bakılmaksızın, tutuklama nedeninin olduğu varsayılır.
Hangi suçlarda tutuklama nedeninin olduğu varsayılır? CMK md.100/3'de sayılan suçlar hangileridir?
Tutuklama nedeninin varsayılabilmesi için aşağıdaki suçların işlendiği yönünde kuvvetli şüphesinin var olması gerekir:
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (TCK md.76, 77, 78),
2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK md.79, 80)
3. Kasten öldürme (TCK md.81, 82, 83),
4. Silahla işlenmiş kasten yaralama ( TCK md.86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (TCK md.87),
5. İşkence (TCK md.94, 95)
6. Cinsel saldırı (TCK md.102, birinci fıkra hariç),
7. Çocukların cinsel istismarı (TCK md.103),
8. Hırsızlık (TCK md.141, 142) ve yağma (TCK md.148, 149),
9. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK md.188),
10. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK md.220,iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç)
11. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (TCK md.302, 303, 304, 307, 308),
12. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (TCK md.309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
13. 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (md.12) suçları,
14. 4389 sayılı Bankalar Kanununu md.22/3 ve 4'de tanımlanan zimmet suçu.
15. 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
16. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun md.68 ve 74'deki suçlar.
17. 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
18. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu md.33'deki suçlar.
19. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu md.7/3'deki suçlar.
CMK md.100/3'de sayılan suçlardan birinin işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunması halinde kişi hakkında mutlaka tutuklama kararı verilir mi?
CMK md.100/3'de sayılan suçlardan birinin işlendiği yönünde kuvvetli suç şüphesinin bulunması halinde, kişi hakkında tutuklama nedeni olduğu varsayılır. Ancak tutuklama nedeni olduğu varsayılması, kişi hakkında mutlaka tutuklama tedbirine başvurulacağı manasına gelmemektedir. Nitekim tutuklama koruma tedbirinin kişinin özgürlüğüne ağır bir müdahale olması sebebiyle somut olaya göre ölçülülük ilkesine uyulmalı ve tutuklamanın en son çare olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Tutuklama yasağı nedir?
Aşağıda sayılan hallerde tutuklama kararı verilemez yani tutuklama yasağının bulunması söz konusudur:
a) yalnızca adli para cezasına hükmedilecek suçlar (CMK md.100/4)
b) Hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlar (istisnası: vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar) (CMKmd.100/4)
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu md.21'de de tutuklama yasağına yer verilmiştir. Buna göre on beş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı tutuklama kararı verilemez.
CMK md.246/1'de, mahkemenin gaip veya kaçak olan sanık hakkında duruşmaya gelmesini sağlamak için tutuklanmayacağı hususunda bir güvence belgesi verilebileceği öngörülmüştür. Buna göre kişiye güvence belgesi verilmesini gerektiren şartlar ortadan kalkmadıkça kişi hakkında tutuklama kararı verilemez.
Tutuklamanın usulü nasıldır?
Soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi re'sen tutuklamaya karar veremez. Sulh ceza hakiminin kişi hakkında tutuklama kararı verebilmesi için mutlaka cumhuriyet savcısısın bu konuda istemi olması gerekmektedir. Kovuşturma aşamasında ise mahkeme cumhuriyet savcısının istemi olmaksızın re'sen sanık hakkında tutuklama kararı verebilir.
Cumhuriyet savcısının sulh ceza hakimliği veya mahkemeden kişinin tutuklanması yönündeki istemleri gerekçeli olmak zorundadır. Bu istemlerde kişi hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasının yetersiz kalacağını gösteren hukuki ve fiili nedenlere yer verilmelidir (CMK md.101/1).
CMK md.101/2 hükmüne göre kişi hakkında verilen tutuklama ve tutukluluğun devamı kararları gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçede suç şüphesinin varlığı, tutuklama nedenlerinin varlığı ve ölçülülük ilkesine uyulduğunun somut delillere dayandırılarak ortaya konulması gerekmektedir. Kişinin tahliye istemlerinin reddi kararları da bu şekilde gerekçeli olmak zorundadır.
CMK md.101/3'e göre tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.
Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir (CMK m.101/2).
Tutuklama kararı verilmemesi halinde kişi derhal serbest bırakılır (CMK md.101/4).
Tutuklanma sürecinde şüphelinin/sanığın sahip olduğu hakları nelerdir?
Tutuklama halinde şüpheli veya sanığın sahip olduğu birden fazla hakkı bulunmaktadır. Bunlar;
1) Müdafii yardımından faydalanılması hakkı (CMK md.101/3),
2) Şüphelinin yahut sanığın talep etmesi halinde baro tarafından müdafii görevlendirilmesini isteme hakkı(CMK md.101/3) ,
3) Tutuklama kararının bir suretinin istenilmesi hakkı (CMK md.101/2),
4) Serbest bırakılmayı isteme hakkı,
5) Tutuklamanın yakınlarına veya belirlediği kişiye bildirilmesini isteme hakkı (CMK md.107/2),
6) Tutuklananın yabancı olması halinde bu durumun vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilmesini isteme hakkı (CMK md.101/3)
7) Tutuklama kararına itiraz hakkı (CMK md.101/5)
8) Soruşturma veya kovuşturma aşamasının her aşamasında salıverilme yönünde istemde bulunma hakkı (CMK md.104/1)
9) Tutukluluk halinin devamı kararına itiraz hakkı (CMK md.104/2)
10) Tutukluluk incelemesinin yapılmasını talep etme hakkı (CMK md.108/3)
Soruşturma evresinde tutuklu olarak geçirilecek maksimum süre ne kadardır?
Tutukluluk halinde geçirilecek maksimum süreler CMK md.102'de soruşturma evresi ve kovuşturma evresi için ayrı ayrı olarak düzenlenmiştir. Tutuklulukta geçecek süre mevcut işin ağır ceza mahkemesi veya asliye ceza mahkemesinden hangisinin kapsamına girdiğine göre değişmektedir.
Soruşturma evresinde tutuklu olarak geçirilen süre ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en fazla 6 ay, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise en fazla 1 yıldır (CMK md.102/4).
Soruşturma konusu suçun TCK'da düzenlenen Devletin güvenliğine karşı, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı, milli savunmaya karşı, devletin sırlarına karşı ve casusluk suçlarından olması veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan olması halinde yahut suçun toplu olarak işlenmesi halinde tutuklu olarak geçirilen süre maksimum 1 yıl 6 aydır. Bu süre gerekçesi gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir (CMK md.102/4).
Kovuşturma evresinde tutuklu olarak geçirilecek maksimum süre ne kadardır?
Kovuşturma evresinde tutuklu olarak geçirilecek süre ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en fazla bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir (CMK md.102/1).
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise, tutukluluk süresi en fazla iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Uzatma süresi toplam üç yılı geçemez. Yargılama konusu suçun TCK'da düzenlenen devletin güvenliğine karşı, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı, milli savunmaya karşı, devletin sırlarına karşı işlenen suçlardan veya Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan olması halinde uzatma süresi beş yılı geçemez (CMK md.102/2).
Cumhuriyet savcısının tutukluyu salıverme yetkisi var mıdır?
CMK md.103/2 hükmüne göre soruşturma evresinde cumhuriyet savcısı, tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanaatine varırsa şüpheliyi re'sen serbest bırakır. Kovuşturma aşamasında ise cumhuriyet savcısının böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Tutuklu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi halinde ise şüpheli serbest kalır.
Tutuklama kararına nasıl itiraz edilir?
CMK md. 101/5 hükmü gereğince tutuklama kararlarına itiraz edilebilir. Tutuklama kararının kovuşturma aşamasında mahkemece verilmiş olması ve yargılamanın devam etmekte olması bu bakımından farklılık oluşturmaz. Nitekim CMK md. 267'de hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı da itiraz yoluna gidilebileceği hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca CMK md.104/1 hükmüne göre ise şüpheli veya sanık soruşturma ve kovuşturma evresinin her aşamasında salıverilmesi isteyebilir. Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Bu kararlara da itiraz edilebilir.
Tutuklama kararlarına karşı şüpheli veya sanık tarafından yahut müdafiileri tarafından itiraz edilebileceği gibi CMK md.103/1-c.1 hükmüne göre cumhuriyet savcısı da, şüphelinin adlî kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını sulh ceza hâkiminden isteyebilir.
CMK md.103 ve 104 uyarınca yapılan istem üzerine, merciince cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafiin görüşü alındıktan sonra, üç gün içinde istemin kabulüne, reddine veya adlî kontrol uygulanmasına karar verilir. 103/1-c.1 uyarınca yapılan istemler hariç olmak üzere örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından bu süre yedi gün olarak uygulanır. Duruşma dışında bu karar verilirken cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafiinin görüşü alınmaz. Bu kararlara itiraz edilebilir (CMK md.105) .
Tutukluluğun incelenmesi nedir?
CMK md.108/1 hükmüne göre soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir. Buna tutukluluk incelemesi denir. Tutukluluğun incelenmesi şüpheli tarafından da istenebilir (CMK md.108/2).
Kovuşturma aşamasında ise mahkeme, tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceğine her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde oturumlar arasında ya da en geç 30 günlük süre içinde de re'sen karar verir (CMK md.108/3).
Tutuklama kararı hangi durumlarda kendiliğinden hükümsüz hâle gelir?
Tutukluluk kararını hükümsüz hâle getiren ve kanunda da sayılan ilgili durumlar şunlardır:
· Beraat kararı
· Kovuşturmaya yer olmadığı kararı
· Ceza verilmesine yer olmadığı kararı
· Düşme kararı
· Cezanın ertelenmesi kararı
· Tutuklulukta geçirebilecek azami sürenin dolması
Bu durumlarda tutuklama kararının ortadan kalktığına dair bir karar gerekmeksizin tutuklama kararı kendiliğinden hükümsüz hâle gelir. Fakat şüpheli veya sanığın salıverilmesi ve özgürlüğüne tekrar kavuşabilmesi için bu kararın açıklanması gerekir.
Yazarlar: Av. Burak Kaan SAKAR - Av. Enes Rafet BAŞGÖZE
Comentários