top of page

COVİD-19 HASTALIĞI BOŞANMA SEBEBİ OLUŞTURUR MU?

  • Av. Enes Rafet BAŞGÖZE
  • 18 Nis 2020
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 Eki 2022



Aralık 2019’da ilk olarak Çin’de görülen Covid-19(yeni tip korona virüs) hastalığı, aradan geçen kısa bir süre içerisinde neredeyse tüm dünyada görülmeye başlanmıştır. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün 17 Nisan 2020 tarihinde açıklamış olduğu verilere göre, 2 milyon 220 bin insan söz konusu bulaşıcı hastalığa yakalanmış ve 152 bin insan ise bu hastalık sebebiyle yaşamını yitirmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın 17 Nisan 2020’de paylaşmış olduğu verilere göre ise ülkemizde görülen toplam vaka sayısı 78 bin iken, toplam vefat eden sayısı 1700 olmuştur.

Covid-19 hastalığının; insandan insana damlacıklar yolu ile bulaşması, yayılma hızının yüksek olması ve ölüm oranının da %2-3 aralığında olması nedenleriyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplum normal ekonomik ve sosyal yaşam döngüsünden uzaklaşmak zorunda kalmıştır.


İçinde bulunduğumuz ve ilginç olaylara tanıklık ettiğimiz bu dönem, birçok hukuki soruyu da haliyle beraberinde getirmiştir. Örneğin; çalışmaya ara vermek zorunda kalan işletmelerin kira ilişkilerinin akıbeti, önceden yatırılan özel okul ücretlerinin akıbeti, karantina altına alınan kişilerin karantinadan kaçmasının cezai sorumluluğu veya hukukta işleyen sürelerin durmasının etkileri gibi nice hukuki soru akıllara gelmektedir.

Bu bulaşıcı hastalık, aile hukukuna dair çeşitli soruların da sorulmasına sebep olmuştur. Yazımız ile Covid-19 bulaşıcı hastalığına bağlı olarak aile hukuku bağlamında akıllara gelen çeşitli soruları cevaplamaya çalışacağız.


(Soruları cevaplamaya geçmeden önce bu hastalık sürecinin henüz kısa bir süre önce başlamış olduğu, sürecin belirsiz ve dinamik olması dolayısıyla bu yazının da gelişmeye açık bir yazı olduğunu hatırlatmak isteriz.)


1) Öncelikli olarak Türk Medeni Kanunu (TMK), hangi hastalık hallerini boşanma sebebi olarak düzenlemiştir?


TMK yalnızca; eşlerden birinin, diğer eş için ortak hayatı çekilmez kılan akıl hastalığı olması durumunu bir boşanma sebebi olarak düzenlemiştir. TMK md. 165’de yer alan bu düzenleme, mutlak ve özel bir boşanma sebebi oluşturmaktadır. Kanun, akıl hastalığı dışındaki herhangi bir hastalığı boşanma sebebi olarak düzenlememiştir.


2) Eşlerden birinin bulaşıcı olmayan bir hastalığa yakalanmış olması, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK md.166) kapsamında değerlendirilebilir mi?


TMK md.185/f.3’de “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu bağlamda eşlerden birinin bulaşıcı olmayan bir hastalığa yakalanmış olması, evlilik birliğini temelinden sarsan bir durum olarak değerlendirilemeyecektir. Zira evlilik birliği kurumunda eşler birbirlerine her daim sadık ve destek olmak mecburiyeti altındadırlar. Söz konusu hastalığın tedavi edilebilir olup olmadığı da ekseriyetle önem arz etmeyecektir.


3) Eşlerden birinin bulaşıcı hastalığa yakalanması durumunda, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK md.166) gerçekleşmiş olur mu?


Yargıtay, eşlerden birinde görülen bulaşıcı hastalığın tedavi edilebilir olup olmadığına göre değerlendirme yapmaktadır. Eğer hasta olan eşin tedavi edilemez bir hastalığı bulunmakta ise diğer eşin sağlığının da risk altına girecek olması evlilik birliğinde ortak hayatın sürdürebilirliğine zarar verecektir. Hem bulaşıcı hem de tedavi edilemez bir hastalık durumunda, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması gündeme gelebilecektir (TMK md.166).


4) Bu durumda Covid-19 hastalığı, TMK md.166 kapsamında nasıl değerlendirilebilir?

Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikli olarak Covid-19 hastalığının, bulaşıcı olup olmadığını ve tedavisinin mümkün olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.


Söz konusu hastalığın bulaşıcı bir hastalık olduğu tüm dünyanın kabulündedir. Hatta öyle ki; insanlar, kendilerini dış dünyadan yahut diğer insanlardan mümkün mertebe izole ederek bu hastalığa yakalanmamaya çalışmaktadırlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı bilgiler de bu yöndedir.


Covid-19 bulaşıcı hastalığının tedavisi mümkün müdür? Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı söz konusu hastalığı direkt tedavi eden bir ilacın şu an bulunmadığını söylemektedirler. Covid-19 hastalığının şu an için direkt bir tedavi imkânı olmamasına rağmen; bu hastalığa yakalanan insanların birçoğu bazen hastanelerde uygulanan destekleyici diğer tıbbi tedaviler yoluyla bazen de buna dahi ihtiyaç duymaksızın bu hastalığı kendi bağışıklık mekanizmaları ile yenebildikleri bilgisi kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Bu bilgi, Covid-19 hastalığının şu an için direkt bir tedavisi olmasa dahi, hastaların tekrar sağlıklarına kavuşabildiği sonucuna götürmektedir. Bu bağlamda, eşlerden birinin Covid-19 hastalığına yakalanması durumunun, diğer eş için evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma sebebini oluşturmayacağı kanaatindeyiz. Nitekim söz konusu hastalık bulaşıcı olmakla birlikte, yüzde yüz tedavi edilemez değildir.


5) Covid-19 testi pozitif çıktığını bilen kişinin uyması gereken karantina kurallarına uymaması hali, boşanma sebebi oluşturur mu?


Kişinin, Covid-19 testi pozitif olduğunu bilmesine rağmen kendini izole etmeyerek ve eşiyle olan temasını eskisi gibi devam ettirmeye çalışarak eşinin de sağlığını riske atması durumu, hasta olan eş bakımından kusurlu bir davranış teşkil edecektir. Böylesi bir davranış hasta olmayan diğer eş için evlilik birliğinin çekilmez bir hal almasını gündeme getirebilecektir. Sağlığı riske atılan diğer eş, TMK md.166’da düzenlenen evlilik birliğinin temelinde sarsılması yoluyla boşanma davası açabilecektir.


6) Eşlerden birinin Covid-19 hastalığına yakalanmış olması halinde, diğer eşin TMK md.185/f.3’de öngörülen “eşine yardımcı olma” yükümlülüğü devam edecek midir?


Eşler, evlilik birliğinin devamı süresince birbirine karşı yardımcı olma yükümlülüğü altındadırlar. Yargıtay içtihatlarına göre, genel olarak hasta olan eşe bakılmaması ve ilgilenilmemesi boşanma sebebi oluşturmaktadır. Hasta olan eşle ilgilenmeyen diğer eş, kusurlu olarak boşanmaya sebebiyet vermiş olacaktır.


Ancak Covid-19 hastalığının eşlerden birinde görülmesi halinde, hasta olmayan diğer eşin, hasta olan eşine karşı yardımcı olma yükümlülüğü sosyal mesafe, izolasyon yahut karantina ile sınırlanmış olacaktır. Nitekim hasta olmayan eşin, kendi sağlığını riske atacak bir biçimde diğer eşe yardımcı olması gibi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Örneğin, kadın eşin Covid-19 testinin pozitif çıktığını, hastalık ve karantina sürecini aile konutunda geçirmekte olduğunu varsayalım. Bu durumda erkek ile kadının odalarını ayırması, eğer mümkün ise aynı lavaboyu kullanmaması ve kadın eşin ev dışına çıkamaması mecburiyeti doğacaktır. Böylesi bir durum halinde erkek eş, kadın eşin ev içindeki ve dışındaki ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olacaktır.

Av. Enes Rafet BAŞGÖZE

Commentaires


bottom of page